28 Haziran 2012 Perşembe

GERÇEK AYDIN



GERÇEK AYDIN
                     "Toplumu iki kişi bozar: Biri, şerre yönelen aydın, diğeri cahil sofudur.”  
                                                                                                                                    Hadis

        Medyada köşe kapmış bazı aydınların ve yazarların yazıp çizdiklerini okuyunca insan, kime ne diyeceğini bilemiyor, şaşırıp kalıyor. Hikmeti kendinden menkul bu aydın ve yazarlar, Cumhuriyeti sevmiyorlar, demokrasiyi beğenmiyorlar, yazılarında ve söylemlerinde, adeta milli tarihe, Cumhuriyet’e ve Atatürk’e karşı kin ve nefret kusuyorlar. Cumhuriyet'in değerlerini, kurucu ilkelerini ve Lozan'ı hiçe sayıyorlar.  Bir taraftan 'milliyetçiliği' yerden yere vururken, diğer taraftan yatıp kalkıp Kürt sorununu kaşıyorlar. Cumhuriyet'ten ve Atatürk devrimlerinden bir nevi intikam alıyorlar. Bir takım polemikler yaparak bu milletin doğru bildiği şeyleri, topluma yanlışmış gibi göstermek suretiyle vatandaşların kafasını karıştırmaya çalışıyorlar.

        Ne yazarken, ne de söylerken kamu yararı gözetmiyorlar. Bilerek bilmeyerek şer güçlere alet olup topluma ayrılık tohumları atıyorlar. Toplumu, bir ve beraberlik içinde yaşatan tarihi ve milli bağlarından kopartmak, milli değerleri çökertmek için adeta yıkım ekibi gibi hareket ediyorlar. Bunların içinde "Ulus devlet" yapısının Kürt sorununu yarattığını ileri sürenler, bölücü hareketin sözcülüğünü yapanlar  bile var. Tıpkı Mütareke basınında Kuva-yı Milliyeciler’e düşman kesilen ‘Ali Kemaller’ gibi, Atatürk’ü, orduyu ve milliyetçileri topa tutuyorlar. Atatürk’ün ülke için yaptıklarını ve ülkeye kazandırdıklarını hafife alıyorlar.

       'Küreselliği' kutsayıp, Atatürk Milliyetçiliğini karalıyorlar. Diğer taraftan etnik talepleri, topluma ‘demokratik talep’ diye takdim ediyorlar. “Ne Mutlu Türküm Diyene!” sözüne lanet okuyorlar. Vatanını, milletini sevenlere ‘ırkçı, faşist, darbeci, eli kanlı katil, statüko zaptiyesi’ diye sövüyorlar; ama etnik temele dayalı siyaset yapan bölücüleri ve asıl eli kanlı katilleri ise ‘zulüm görmüş, hakları elinden alınmış, gadre uğramış, mağdur’ insanlar diye savunuyorlar. Kürt sorunu, etnik temele dayalı bir ayrışma projesi olduğu halde, ısrarla bu sorunun 'demokratikleşme’ ile çözüleceğini ileri sürüyorlar. 

        Her vesile ile devletin resmi tezlerine karşı çıkan bu sözde aydın ve yazarlar, gayr-i milli tezlerin savunuculuğunu yapıyorlar. Soykırım konusunda Ermenilerin yanında, Kıbrıs konusunda Rumların yanında, Terör konusunda devletin değil, devletin bölünmez bütünlüğünü tehdit eden yasa dışı bir örgütün yanında yer alıyorlar. Teröristlere yönelik operasyon yapıyor diye, devlete ve askere çatıyorlar. 
        Dünyanın her yerinde aydınlar, kendi devletine, kendi ülkesine  sevgiyle bakarken bunların  içleri, devlete karşı sanki kin  ve nefretle dolu. ‘Kemalistlere Türkiye’yi’ dar edeceğiz, Kemalist rejim çözülmelidir” diye Cumhuriyete meydan okuyorlar.
         Özetle: 
         Her fırsatta saldırıyorlar, devlete, millete, Sakarya’ya. 
         Milli olan ne varsa, çıkarmak istiyorlar ıskartaya!

        Ülkede milli birliğin ve beraberliğin bozulmasında bu tip sözde aydınların payı büyüktür. Onların kamuoyuna tek yanlı olarak pompaladığı sözler, kamuoyuna yansımakta ve ne hazindir ki bazı vatandaşları olumsuz yönde etkilemektedir.
        Bir ülkeye en büyük fenalık kendini aydın sananların düştüğü yanılgılardan gelir. Maalesef bu çevrelerin bu sorumsuz tutumları, ülkeye düşmandan daha fazla zarar vermektedir. "Aydın, ülkesinin antenidir."(*) Gerçek aydın, toplumda yıkıcı bir rol oynamaz, gerçek aydın aynı zamanda toplumun vicdanı ve şuurudur. 

        Konuyu, Yüce Atatürk'ün, bu tip sözde aydın ve yazarlar için yıllar önce söylediği bir sözle bitiriyorum ve üzerinde düşünmeyi de sizlere bırakmak istiyorum:
       “Bir memleketin düşmandan zarar görmesi acıdır. Fakat kendi ırkından büyük tanıdığı insanlardan zarar görmesi ondan da acıdır.”
        
  ----        (*) Ezra Pont                                                                                                               Fahri Yakar