13 Nisan 2012 Cuma

İLETİŞİM TOPLANTILARINDAN:

İNSAN SÖZLE YÖNETİLİR                       


Dünyanın en çalışkan ve başarılı insanlarının Japonlar olduğu söylenir. Acaba Japonlar’ı başarılı kılan şeyin ne olduğunu merak ettiniz mi? Ben edip araştırdım.
Japonlar’ın başarılı olmalarının sırrı, başarılı iletişim kurmalarında saklıdır. Japonlar, kurumlarda ve iş yerlerinde aile bağlarına benzer yüksek duygular tesis etmenin insanları mutlu edeceğine, bunun da iş verimini yükselteceğine inanırlar. Bunun için kurumlarda ve iş yerlerinde çalışanlar da aile üyelerinin birbirlerine davrandığı gibi değer vererek davranırlar. Aile bireyleri arasındaki ilişkilerde nasıl üşenme, yüksünme, gücenme ve darılma gibi duygulara yer yoksa çalışanlar arasındaki duygu iklimi de öyledir. İlişkiler, genellikle sevgiye, saygıya, anlayış ve nezakete dayanır. İşte bence Japon toplumunun başarısını yükselten en önemli faktör bu olsa gerekir.
Bizim toplum yaşamında ise, insanlar arasındaki ilişkilerde çekişme, çatışma, kavga, çekememezlik, hiç eksik olmaz. İnsanlar arası ilişkiler düz bir çizgi takip etmez, bir süre sonra kopar, kırılır. Zira iletişim kültürümüz zayıftır, konuşurken iletişim kazaları yaşanır. İncir çekirdeğini doldurmayan bir nedenden dolayı derhal parlar, ‘hır’ çıkartır, hatır gönül kırarız.  İlişkiyi kopartırız. Bu yüzden Avrupalılar derler ki: “Türklerle yola çıkılmaz; eninde sonunda iletişim biter.”
Çevrenize dikkatli şekilde bir göz atarsanız, nice dostlukların, arkadaşlıkların; hatta hısım akraba ilişkilerinin, bir müddet sonra yerini hayal kırıklığına, dargınlığa, kine ve nefrete bıraktığını görüp şaşırırsınız. Dün yağlı ballı olduklarıyla bugün çatışmak, kavga etmek, kanlı bıçaklı olmak, sanki bu topraklarda yaşayan insanların vazgeçilmez kaderi gibidir.
Kavganın, çatışmanın baş nedeni ise, çoğu kez yanlış bir söz, yanlış bir hareket, dar bir bakış açısıdır. İnsanlar kendi doğrularına göre hareket ettiklerinden, kendi tavırlarındaki yanlışı, haksızlığı, çelişkiyi görmez, karşı tarafı suçlarlar.
Günlük ilişkilerde problemi, genellikle problemi görmeyen taraf yaratır. 
Tabloyu yine Japonya’nın sosyal yaşamından aldığımız bir örnekle tamamlayalım.
Bir fabrikada genel müdür ile bir elektronik mühendisi arasında bir anlaşmazlık çıkar. Mühendis,  fabrika müdürü ile çatışmaya girmek yerine, bir istifa dilekçesi hazırlar, gider genel müdüre takdim ederek şöyle der:
-“Efendim, sizinle farklı görüşlere sahibiz. Böyle fikir ayrılıklarının sürtüşmeye dönüştüğü bir şirkette daha fazla kalmak istemiyorum. Lütfen istifamı kabul edin!"
Genel müdür, mühendisi gözünün ucuyla şöyle bir süzerek şunları söyler:
-“Hiç düşündünüz mü? Sizin söylediğiniz gibi eğer ikimizin de görüşü aynı olsaydı aynı şirkette çalışıp maaş almamıza gerek kalmazdı. O zaman ya ben, ya da siz istifa etmek durumunda kalırdık. Eğer şirketimiz daha az hata yapacaksa işte bu fikir farklılığı yüzündendir. Lütfen, bana kızmadan fikirlerimi değerlendiriniz! Sırf benim fikirlerim farklı diye istifa edecekseniz, o zaman siz şirketimize bağlı bir insan sayılmazsınız.”(*) 
Günlük yaşantıyı yönlendiren sözlerdir. Ortaya çıkan sorunları konuşarak çözmek gerekir. Tabii eğer günlük ilişkilere biraz hoşgörü, biraz iyi niyet, bir parça da sevgi, saygı ve nezaket katarsak ufak tefek kusurlar hoşgörünün sıcaklığında eriyip giderler. Atalar, bu konuda kubbe gibi sözler söylemişler.
“Dinlenirse akılda kalır güzel bir söz
Binlerce düğümü güzel bir sözle çöz.”(**)

-----
(*) : (Japon Mucizesi, sayfa 165 Akio Morita)
(**):Yunus Emre
 
                                                                                                              Fahri Yakar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder