BİR SİZ ANLAYAMADINIZ
"İnsanlık idealinin yüksek hadimi, eşsiz kahraman Atatürk! Vatan sana minnettardır." İsmet İnönü
Bir toplumun önüne düşüp onu sevk ve idare eden, ona yol ve istikamet gösteren, toplumun geleceğini aydınlatan büyük önderlere lider denir. Liderlerde, üstün bir irade gücü, etkileme kabiliyeti, hiçbir şeye boyun eğmeyen bir azim ve kararlılık vardır. Liderler, halk üzerinde büyüye benzeyen bir etki, bir güven ve hayranlık uyandırırlar. Böyle oldukları içindir ki toplumları peşlerine takıp sürükleyiverirler.
Ünlü Fransız yazar Samuel Smiles büyük liderler için şöyle diyor: " Büyük bir adamın hayatı, insan enerjisinin dayanıklı bir anıtı olarak kalmaktadır. O insan ölür ve yok olur; ama onun düşünceleri ve davranışları, yaşayan nesiller üzerinden silinmez bir damga olarak kalır. Böylece onun manevi varlığı devamlı olarak hafızalarda yer eder. Düşünce ve iradeye vücut vererek gelecek nesillerin karakterinin oluşumuna yardımcı olur. Büyük insanlar, bir tepenin üzerine konmuş ışıklara benzerler; onların manevi varlıklarının ışığı gelecek kuşakları aydınlatmaya devam eder. Büyük liderler, millet hayatında devir açan kimselerdir. Büyük adamlar, yaşadıkları döneme ve mensup olduğu millete fikirlerinin damgasını vururlar."
Her ülkenin sevip saydığı, hürmet ettiği bir lideri, bir önderi vardır. Mesela: ABD'nin kurucusu J. Washington, Amerika'nın en büyük lideridir.
1798'de Fransızların Birleşik Amerika Devletine savaş açma ihtimali vardı. O zaman ABD'nin Başkanı Adams'dı. Başkan Adams, Eski Cumhurbaşkanı Washington'a bir mektup yazar. Mektupta şöyle der: "Eğer izin verirseniz sizin isminizden yararlanmak istiyoruz. Sizin isminiz bir ordudan daha etkilidir."
Washington, bu mektup üzerine, Başkomutanlığı üzerine almayı kabul eder. Bu olay ordu üzerinde müthiş bir moral etkisi yaratır. Gözlemciler, bu olay üzerine 'gerçekten ordunun gücünün bir anda iki katına çıktığını ve başarıya ulaşıldığını' rivayet ederler.
Yine Napolyon'un tek başına bir orduya bedel olduğu söylenir.
Savaşta esir düşmüş bir Fransız generaline soruyorlar:
"Napolyon'a karşı nasıl hareket etmeliyiz?"
General şöyle diyor:
"Size şunu söylemeliyim ki, Napolyon'a karşı askeri kural diye bir şey yoktur. Strateji, taktik, tabiye... Bunların hiçbirisi söz konusu değildir."
"Peki, ne var ya?"
"Napolyon'un bulunmadığı yere hücum edeceksiniz! Onun bulunduğu yerde bir manga asker olsa da, gene siz mağlup olursunuz."
Nitekim tarih kitapları, Napolyon'un üzerine sürülen bir orduyu, yanındaki birkaç askerle teslim alıp Paris'e öyle girdiğini yazar.
Addison, Sezar için şöyle diyor: " Alpler ve Preneler, Sezar'ın önünde diz çökerdi."
Platon'un liderler hakkında bir sözü vardır: "Allah, yaratırken önder olacakların mayasına altın katmıştır."
Bu sözde bir doğruluk payı olsa gerek.
Bizim tarih sahnemizden de çok büyük liderler gelip geçmiştir. Bunlar arasında sadece ülkenin kaderini değil dünyanın gidişatını değiştiren, çağ açıp ve çağ kapayan çok büyük liderler vardır. Atilla, Fatih Sultan Mehmet, Kanuni bunların başında gelir. Cumhuriyet Tarihi'nde en büyük liderimiz ise Atatürk'tür.
İngilizlerin ünlü Başbakanlarından Churchill, İngiliz İmparatorluğu'na Çanakkale'de diz çökerken adam olarak gördüğü Atatürk hakkında şöyle demişti: "İnsanlık tarihi yüz yılda bir dahi yetiştirir. Şu talihsizliğe bakın ki, o dahi bugün Türklere nasip olmuştur."
Belçikalı bir yazar Atatürk için şöyle demişti:
"Atatürk'ü Allah'a borçlusunuz. Bugün sahip olduğunuz ne varsa onları da Atatürk'e borçlusunuz."
Atatürk hakkında bir Fransız gazetesi şöyle yazmıştı: "Atatürk'ün bir kurtarıcı olduğunu Türkler asla unutmayacaktır."
Türkiye, modern bir cumhuriyet haline gelmişse bu Atatürk'ün yılmaz çabaları sayesinde olmuştur. Türkiye, içeriden ve dışarıdan yapılan bunca saldırılara ve ihanetlere rağmen hala ayakta ve dimdik duruyorsa bu, yine bu Atatürk'ün ülkeye kazandırdığı değerlerin sağlam ve dayanıklı olmasındandır.
Yirminci yüzyılda yeryüzüne onun kadar güçlü bir lider henüz ayak basmamıştır. Bütün dünya basını, Atatürk için "20. yüzyılın gerçeğini yaratan lider" tabirini kullanmaktadır.
Atatürk, 20. yüzyıla damgasını vuran büyük bir liderdir.
Amerika'da tanınmış profesörler arasında, 'Dünyanın en büyük dâhisi kimdir?' diye bir anket düzenleniyor. Ankette en çok oyu Edison'la, Mustafa Kemal'in aldığı görülüyor.
Ama bugün bu ülkede bazı aydınlar, Atatürk'ün bu milletin kurtuluşu için yaptıklarını anlamsız hale getirmeye çalışıyorlar. Tüm dünyanın önünde saygıyla eğildiği, milletimizin baş tacı ettiği Atatürk'ü, sıradan bir gibi göstermeye, Atatürk'ün imajını gölgelemeye çalışıyorlar. Bunu yabancılar yapsa gam yemem, ama bu milletin içinden yetişen kimi sözde aydınlar yapınca, insan üzülüyor, söyleyecek söz bulamıyor. Herkes şunu bilsin ki Atatürk, sıradan biri değil; farklı biridir. Atatürk sadece bir dahi değil; aynı zamanda bir kahramandır. Falih Rıfkı Atay'ın dediği gibi: "Atatürk, Erzurum'dan İzmir'e bir elinde silah bir elinde idam sehpası ile gelmiş" bir kahramandır.
Atatürk ölümünden bir yıl önce sanki ileride olacakları görmüş ve şöyle demişti: "… Bir zaman gelir, beni unutmak ve unutturmak isteyen gayretler belirebilir… Fikirlerimi inkâr edenler ve beni yerenler çıkabilir. Hatta bunlar benim bildiğim ve inandıklarım arasından bile çıkabilir. Fakat ektiğimiz tohumlar o kadar özlü ve kuvvetlidirler ki bu fikirler Hint'ten ve Mısır'dan döner gelir verimli neticeleri yürekleri doldurur…"
Bütün dünya Atatürk'ü anladı da şu bizdeki önyargılı bazı aydınlar, Atatürk'ü bir türlü doğru algılayamadılar. Ama gam değil, bu ülkede vatan, millet ve bayrak sevgisi yaşadıkça Atatürk, bu milletin bağrında ilelebet payidar olacaktır.
Fahri YAKAR
15. 05. 2011