ÜLKEMİZDE
TUHAF İNSAN MANZARALARI(2)
DİYALOG VE BAKIŞ AÇISI
Bilindiği gibi diyalog, karşılıklı görüşüp
konuşmak ve sonunda bir anlaşmaya varmaktır. İnsan ilişkilerinde diyalog, yani
iletişim, su ve hava kadar zorunludur. Başarınn % 85'i diğer insanlarla iyi
iletişim kurmayı bilmekten geçer. İletişim dilini bilen insan uzlaşma ve uyum
zorluğu çekmez. Uyumlu insanın her yerde başarı şansı
yüksektir.
İletişim kurmak, hayatın her safhasında gereklidir. İş yerlerinde üstleriyle
veya mesai arkadaşlarıyla doğru iletişim kuramadığı için işinden atılan insan
sayısının, işini yapamadığı için işinden atılan insan sayısının iki katından
fazla olduğu görülmüştür. Dr. Albert Edward Wiggam, "Kendi Beyninizi Araştırın"
başlıklı makalesinde: "Her 4000 kişinin %10'unun işinden, işini yapamadığı için
çıkarıldığını, gerisinin ise başarılı iletişim kuramadığı için çıkarıldığını"
belirtmiştir.
Bir defa doğru
iletişim için, önce zihnin önyargılardan arındırılması ve olaylara tek bir
açıdan değil, farklı açılardanı bakılması gerekir.
Amerika'da Boston
kentinin büyük otellerinden birine yerleşen Polonyalı Piyanist Padevravski,
kaldığı odada vereceği konserlerin provasına hazırlanmaktadır. Yan odalardan
birinde kalan sosyeteden seçkin bir hanım, bu seslerden rahatsız olur. Otelin
müdüriyetine başvurur. Rahatsızlığını dile
getirir.
Otel müdürü gayet
şaşkın bir tavırla:
"Nasıl olur
hanımefendi? Sizin yanınızdaki odada piyano çalan zat, Polonyalı ünlü piyanist
padevravski'dir. Onun piyanosunu, müzik bilgisi olan her medeni insan hayranlık
duyarak dinler. Millet onun konserlerini dinlemek için binlerce dolar para
döküyor" der.
Bayan, piyanistin
kim olduğunu örenince otel müdüründen özür diler. Daha sonra piyaniste karşı
bakış açısı değişir. Önceden onu rahatsız eden piyano sesi, ondan sonra kulağına
daha hoş gelmeye başlar.
Tavır belirlemede
bakış açısının payı büyüktür. Bir konuya değişik açılardan yaklaştıkca farklı
algılar, farklı izlenimler alırız. Mesela bu olayda uyarıcı değişmediği halde,
bakış açısının değişmesi algıyı da değiştirmiştir. Bakış açısı, insanlara veya
olaylara baktığımız merceklerdir. Merceğimizi değiştirmeden tavrımızı
değiştiremeyiz. Bu demektir ki iz insanlar, bir şeyi severek de algılayabiliriz,
kızarak da… Bu tamamen bakış açımıza
bağlıdır.
"Hoş bakana elbet olur hoş
numa
Eğri bakan eğri görür daima" (1)
denilmiştir.
Sözün burasında
bir dinleyici, söz alarak başından geçen bir olayı anlatmak
istedi:
"Bir bayram
günüydü" diye söze başladı. "Eş dost ziyareti için eşimle birlikte dışarı çıkmak
istedik. Apartmanın önündeki park yerine geldik, arabaya bindik. Tam bu sırada,
kucağında çocuğu ve yanında eşi olduğu halde 30 - 35 yaşlarında biri bize
yaklaştı ve "Arabayı ortalayamamışsınız, çizginin üzerine park etmişsiniz" dedi.
Dediği doğruydu. Arabanın arkası iki çizginin tam içindeydi; ama burnu çizginin
tam üzerindeydi. Park yaparken sağ taraftaki araba da çizgi tecavüzü yaptığı
için ben de tam ortalayamamıştım. Bunun üzerine adama "Doğru, haklısın, benim
yanımdaki arabanın eğimine uymak zorunda kalmıştım!" dedim. Adam söze devamla:
"Arabanın kapısını açarken kapıyı benim arabama çarptınız" dedi ve kapının
değdiği yerde iz aramaya başladı. Ama bulamadı. Ben de: "Sert açmam ve kapıyı
çarpmam için bir neden yok. Size öyle gelmiş. Bakın sandığınız gibi kapıyı çarpsaydım bir iz
kalırdı. Gördüğünüz gibi hiçbir şey yok. Kaldı ki kapıda koruyucu plastik 'bant'
vardır. Kapının değmiş olsa bile iz bırakmaz." dedim. Adam, daha bir şey
söyleyemedi. Arabasına bindi, hırsla kapısını kapattı, sonra ne düşündü bilemem,
arabasının kapısını hızla yeniden açarak benim arabama çarptı ve kaçtı gitti. Bu
durum karşısında eşimle ben şaşırıp kaldık. Bu tavır normal bir insan tavrı
değildi. Böyle davranmayı gerektirecek bir neden de yoktu. Üstelik bu adam bu
apartman sakinlerinden biri de değildi” dedi.
***
İletişim dilini
bilmediğimizden en güzel günleri bile bir başkasına zehir ederiz. Böyle tuhaf
tavırlar gösteren biriyle karşılaşınca hemen öfkeye kapılıp tepki vermek doğru
değildir. İnsanlar, anlayış düzeyleri ne ise, ona göre davranırlar. Adam size anlayış
düzeyini göstermiş. Kimse, anlayışından büyük
davranamaz. Anlayış önemlidir, anlayışın varlığı insanları
birleştirir, anlayışın kıtlığı ise ayırır.
Hayat, uzlaşarak, anlaşarak yaşama sanatıdır.
Hayatın güzelliği uzlaşmadan geçer. Bu gibi hallerde sakinleşmeye çalışarak
bakış açısını değiştirin! İlgiyi başka noktaya, mesela mizahi bir boyuta
taşıyın! Unutmayın, olgunluk, olaylara olumlu açıdan yaklaşmayı gerektirir.
Önünüze gelen her çirkinliğe uyup, onlarla çirkinlik yarışına girerseniz, hem
kendi güzelliğinizi kaybedersiniz, hem de güzel gününüzü berbat edersiniz. Bana
kalırsa, arkadaşınız burda en doğrusunu yapmış.
Fahri Yakar
---
(1): A. Çelebi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder