YALNIZLIK
"Ey katre-i avare bu cuşun bu huruşun
Ahengine uymazsan emin ol boğulursun."
M. Akif
İnsan, tek başına yaşamaya müsait bir konumda yaratılmamıştır. Kimse hayatını, tek başına sürdüremez. İnsan sosyal bir varlıktır. Maddi ve manevi bakımdan yaşamak için başkalarına muhtaçtır. Takdir görmeye, onaylanmaya, kabul edilmeye, her şeyden önce sevmeye ve sevilmeye muhtaçtır.
Spinoza, 400 sene önce bu ihtiyacı görmüş ve şöyle demiş: "Bir insan için en önemli varlık öteki insandır."
İnsan kendi kendine yetemez, diğer insanlara yönelmeden, tek başına yaşayamaz, yaşasa da mutlu ve sağlıklı olamaz.
Necati Cumalı:
"Bilirim, yalnızlık üşütür insanı,
Kalp daima sevecek birini arar."
Yaşamı, eşimizin ve dostumuzun ilgisi, sevgisi ve desteği olmadan sürdüremeyiz. Eşsiz dostsuz yaşamak, hayatın hazlarından, nimetlerinden ve güzelliklerinden yoksun yaşamaktır.
İlkel insanlar bile paylaşarak yaşamışlardır.
Ünlü yazar John Done: "Hiçbir insan tek başına bir ada değildir" diyor.
Epikür: "Mutlu bir yaşam sürmenin başlıca şartının eş dost edinmek" olduğunu söylüyor.
Dünyada en büyük yoksulluk, eş dost yoksulluğudur. Eşten dosttan yoksun olmak, ruhsal bunalımlara, psikiyatrik hastalıklara yol açar. Her insanın eşe dosta ihtiyacı vardır.
Adamın biri, ölümden çok korkarmış. İnsanlarla olmayı, hayatı eşiyle dostuyla paylaşmayı çok severmiş. Ölümü aklına bile getirmezmiş. Ömrünü uzatması için Allah'a gece gündüz yalvarır, dualar edermiş. Yine bir gün dua ederken birden aksakallı, nur yüzlü bir ihtiyar peyda olmuş. Onu aldığı gibi gökyüzünün bir katına çıkarmış. Orada adama seslenmiş:
-"Burası ölümsüzlük diyarıdır. Allah senin dualarını kabul etti. Bundan sonra işte bu gördüğün uçsuz bucaksız âlemde yaşayacaksın. Burada ölüm sana ulaşamayacaktır" demiş.
Adam, etrafına bakınmış, yaşamak için gerekli her şey varmış, ama etrafta hiçbir insan görememiş. Sormuş:" Burada benden başka insanlar olacak mı?" demiş.
İhtiyar şöyle demiş:
-"Hayır, senden başka kimse olmayacak burada yalnız başına yaşayacaksın; ama ölümsüz olacaksın!"
Adam itiraz etmiş:
-"Ben hayatın güzelliklerini sevdiklerimle paylaşamadıktan sonra ben o hayatı neyleyim ki! Beni insanlardan ayırma, beni aldığın yere geri götür!"
Büyüklerimiz:"Yalnızlık yalnız Allah'a mahsustur" derlerdi.
Hollanda gazetelerine yansıyan bir haberi anlatmak istiyorum:
Hamburglu Wolfgang, on sekiz katlı bir apartmanın bir dairesinde yalnız yaşayan 43 yaşında bir Alman vatandaşı idi. Wolfgang, 1990 yılının sonlarında bir akşam evinde televizyon seyrederken ölür. Hiçbir komşusu veya eşi dostu bunun farkına varmaz. Aradan gün, ay ve hatta yıllar geçer. Wolfgang'ın elektrik, su ve diğer borçları banka talimatlı olduğundan otomatik olarak bankadaki hesabından gününde ödeniyordu.
Nihayet ölümünden beş sene sonra, banka hesabı suyunu çekince, telefon edilir, telefona cevap veren olmaz. Ev sahibi de birikmiş kiraları istemeye gelir. Zile cevap veren olmaz. Kapıyı zorla açıp içeriye girerler. Wolfgang'ın televizyon karşısındaki iskeletiyle karşılaşırlar. Televizyon seti çoktan iflas etmiştir. İskeletin kucağındaki televizyon dergisinin 5 Aralık 1993 sayfası açıktır. Odada canlı olarak bir tek Noel ağacı vardır. Onun ışıkları yanıp sönüyordu. Wolfgang'ın komşuları da tıpkı Noel ağacı kadar durumdan habersizdir.
Aradan geçen bunca zaman onu arayıp soran olmadığına göre, demek ki Wolfgang toplumdan uzak ve yalnız yaşıyordu, onu arayan soran bir yakını, akrabası veya bir eşi dostu yoktu.
Bir insanın yaşayacağı en büyük felaket yalnız kalmaktır.
Ey dostlar,mutlu ve sağlıklı yaşamak için kollarınızı daha çok açın! Çevrenize açılın! İnsanlarla sevgi köprüleri kurup geliştirin! Etrafınıza sevgi dalgaları gönderin! Çevrenize duvar örmeyin! Kendinizi dış dünyaya, topluma kapatmayın! Kimse tek başına yaşayacak kadar güçlü ve mükemmel değildir. Mutlaka yakınlarının ilgisine ve sevgisine muhtaçtır. Hayat, insanları dışlayarak yaşanmaz. Yalnızlığı seçenler, kendilerini mutsuzluğa mahkûm etmiş olurlar.
Hz. Peygamber :" Çevresine yönelmeyen Cennete giremez" diyor.
Fahri Yakar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder