17 Eylül 2011 Cumartesi

DİYALOG VE İLETİŞİM

Birbirleriyle diyalog kurmakta güçlük çeken bir toplum olduk. En küçük bir neden bile kavgaya neden oluyor. İnsanlar, karşılaştıkları sorunları konuşarak çözemiyorlar. Karşı tarafa da kulak verip işin gerçeğini anlamaya çalışmak yerine, öfkeye kapılıp çatışma çıkarıyorlar. İncir çekirdeğini doldurmayan küçük bir mesele, çatışmaya ve yıllarca süren dargınlıklara yetiyor. 
Zamanımızda insanoğlu bir  yolunu bulup uzaya çıkıyor; dünyanın bir ucundan bir ucuna sesini duyuruyor da, bizim  insanımız,  bir kafadan öteki kafaya ulaşmanın çaresini bulamıyor ve bağlantı kuramıyor. Ne hazin değil mi?
Olgunluk, olaylara ve insanlara olumlu açıdan bakmaktır. Medeni olmak, anlayışlı olmaktır. Anlayışlı olmak, bir sorunla karşılaşınca, öfkeye kapılmak yerine sorunu anlayışla ve diyalog yoluyla çözmeye çalışmaktır. İnsanın sosyal değeri, kalitesi, derinliği, yerden yüksekliği anlayışının miktarına bağlıdır.    
Mecelle'nin hükümleri arasında geçen: "Her ihtilaf, icma ile bertaraf olur" şeklinde güzel bir deyim vardı. Eski büyükler yeri geldikçe bu sözü kullanırlardı.  
Bir sorunla karşılaşınca ilk tepkiden yola çıkmak yerine, öfkeye engel olup ortak aklı devreye koymak, diyalog yoluyla doğruyu bulmak gerekir. Ortak akıl birleştirici ve çözümleyicidir; ama öfke kırıcı ve karıştırıcıdır. 
Günlük ilişkilerde herkes diline sahip olmalı, en son söyleyeceği şeyi ilk ağızda söylemekten kaçınmalıdır. Öfkeye kapılıp kırıcı ve yıkıcı bir dil kullanmak, diyalogu tehlikeye sokar.   Sorunlar diyalogla, yani karşılıklı konuşarak, 'Bu durumda hatanın ne kadarı benden kaynaklanıyor?' diye sorarak, anlayışla ve daha makul bir üslup kullanarak çözümlenmelidir. Aksi halde öfkeli söz ve tavırlar, gerilimi tırmandırır. Gerginliğin bir adım sonrası ise, nerde başlayıp nerde biteceği belli olmayan kavgalar ve kırgınlıklardır. 
Kavga hiçbir sorunu çözmez, aksine yeni sorunlar, yeni anlaşmazlıklara neden olur. Kavga, zıtlaşma, çatışma, küsme ve darılma, yaşamın ahengini, düzenini bozar, insanda stres yapar. Stres ise vücudun dengesini bozar.  Bakın dünyaca ünlü kalp doktoru De Bakey ne demiş: "İşinizi, diyalogla hallederseniz, kalp hastalığına daha az yakalanırsınız."
İstenmeyen durumlar kavgayla değil, diyalogla çözümlenmelidir. Yaşamın güzelliği uzlaşmadan geçer. Uzlaşmanın yolu da diyalogdan geçer. Diyalog yoksa uzlaşma sağlanamaz. Uzlaşma yoksa sosyal hayatta barış ve huzur kalmaz, dirlik ve düzen kaybolur.
Hayat fani, ömür kısadır. Mutlu olan uzun yaşar.  

Fahri Yakar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder