"Dünyanın bin bir türlü hali var;
Yılanın zehri, arının da balı var."
Fahri Yakar
Bilindiği gibi, hayvanlar âleminde sürekli bir saldırganlık hali vardır. Hayvanlar, biri diğerini yok ederek var olmaya çalışırlar. Zira onların hayatta kalabilmek için fazla seçenekleri yoktur. Hayvanlarda akıl olmadığından onlar, içgüdüleriyle hareket ederler. Bu yüzden kırıcı, yıkıcı ve saldırgan olduğunu bilmemek, sadece hayvanlara mahsus bir haktır. Ama insan olanların böyle bir hakkı yoktur. Zira insana içgüdüleri yanında bir akıl, bir mantık ve bunlara bağlı olarak gelişen bir de sağduyu yetisi verilmiştir.
İnsanın aklı, büyük ölçüde, sahip olduğu bilginin miktarına bağlıdır. Bilginin miktarı arttıkça, insanın ufku da artar. Bilgi, insana yeni ufuklar, yeni pencereler açar, yeni anlayış ve formasyon kazandırır. Bilgi, zihnin aşı, anlayış ve olgunluğun başıdır.
İnsan, kendi cehlini, içgüdülerini, kendi sığlığını ancak bilgi ile aşar. Ancak kendini aşan insanlar, insan olmanın bilincine ulaşırlar. İnsanlık bilincine erişen insanlar ise içgüdüleriyle başa çıkacak düzeye gelirler, içgüdüleriyle hareket etmekten kaçınırlar.
Kendini aşmamış insanları ise, genellikle menfaat duygusu, öne geçme, baş olma, daha çok kazanma, ele geçirme isteği yönetir. Toplumda sosyal fenalıklar, genellikle bu tür insanlardan kaynaklanır. Toplumda içgüdülerini kontrol altına alamayan insanlar var oldukça, sosyal hayatta fenalığın önünü almak mümkün olmayacaktır.
Aslında Yüce Yaratıcı, her insanın beynine ve vicdanına doğruyu yanlıştan, iyiyi kötüden, hayrı şerden ayıran çizgiyi çizmiştir; ama ne var ki, bu çizgi, bilgisizlik, benlik ve çıkar duygusu, öne geçme, ele geçirme ve kazanma hırsı vb. içgüdüler yüzünden aynı yerde kalmayıp değiştirilmektedir.
Bu durumu Yüce Mevlâna şu sözüyle açıklar: "Bir şeye karşı aşırı hırs ve istek, insanı öteki şeylere karşı kör ve sağır kılmaktadır." Yani içgüdüler ağır basınca, sağduyu, akıl ve vicdan kaybolmaktadır.
Kur'an-ı Kerim'de:
"İnsanın içi, insanı kötülüğe sevk eder" mealindeki ayet de işte insanlığın bu haline işaret etmektedir.
Sağlıklı bir aklın üç özelliği vardır: İyi düşünmek, güzel söylemek ve doğruyu yapmaktır. İnsanın iyiye, güzele ve doğruya yönelmesi ise, ancak insanın kendini aşmasıyla mümkündür.
Hz. Muhammed, bu bağlamda : "En büyük cihadın insanın kendi nefsine karşı yapacağı cihat olduğunu" söylemiştir.
İnsanlar; ancak aklın, mantığın ve vicdanının çizdiği yoldan giderek ve insanca davranmak suretiyle insan kalabilirler. Nefsini yenemeyen bir insan, hırs ve öfkesinin zebunu olur. Hırs ve öfkeye kapılan insan ise yaratılmışların en azgını haline gelebilir. O zaman da hayvanlar alemindeki gibi ne dava biter, ne de kavga…
Görüyorsunuz ki, Pat Mesiti'in dediği gibi: "İnsan olmak, insandan, insan olarak doğmaktan, daha fazla şeyler istiyor."
Gerekli olan o şey ne mi dir?
"Yüksek bir insanlık bilincidir."
Fahri Yakar
11.09.2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder