24 Eylül 2011 Cumartesi

OKULLAR AÇILIRKEN

"Aynı malzemeden kimi saraylar yapar, 
kimi gecekondu, kimi apartman, kimi villa yapar. 
Oysa malzeme aynıdır."        
G.H.Leves
İnsan, hayatını okullarda kazanır. Öğrenim görmek, hayat mücadelesinde her insana yardım eden çok gerekli bir süreçtir. Her çocuk, hayatını kazanmak, varlığını yükseltmek, başarıya ulaşmak, toplumda sosyal bir statü, mesleki bir formasyon kazanmak için okula gitmek, öğrenim yapmak zorundadır.  Hayatın en önemli gerçeği budur.
Her yıl milyonlarca genç, bu maksatla okula giderek eğitim öğretim sürecine katılmaktadır. Yaşamın ilk yıllarında üzerinde güvenle yürünecek en doğru ve en emin yol, okul yoludur. Okullar, gençliğin hayata ve topluma hazırlanması için gerekli donanımların kazandırıldığı örgün eğitim kurumlarıdır. 
Her çocuk, hayatta ihtiyacı olan bilgi, beceri ve yetenekleri edinmek için yani geleceklerini kazanmak için okula gitmek zorundadır. 
Eğitim ve öğretim görmek, çocuklarımızın geleceğini kazanmalarına, hem kendine ve hem de topluma yararlı bir birey haline gelmeleri ne yardımcı olan örgün bir faaliyettir. Bir çocuğun geleceği, genellikle o çocuğun göreceği eğitimin niteliğine bağlıdır. Çocukların tohum halindeki yeteneklerinin işlenmesi, gelişmesi buna bağlıdır.
Okula başlayan bir çocuk henüz, işlenmeye müsait bir hamurdur. Hamurun içine şekerli şeyler katılırsa, tatlı olur; ama peynir ve çökelek gibi tuzlu şeyler katılırsa börek olur, çörek olur. İşte çocuklar da aynı hamur gibidir. Ne olacağı göreceği eğitimin seviyesine ve niteliğine bağlıdır.
Bu bakımdan okul, çocuklara can ve hayat veren önemli bir olgudur. 
Eğitim öğretimin ilk basamağı ise ilköğretimdir. İyi bir ilköğretim, iyi bir öğretim hayatının temelini oluşturur.
İyi bir ilköğretim, verimli bir toprak gibidir; çocuğun içinde bulunan tohum halindeki yetenekleri çınara dönüştürür.  
Sevgili gençler, gençlik çağı, insanın kendini yetiştirme ve geleceğe hazırlanma çağıdır. Bu çağ ömür boyu devam etmez, bilakis çok çabuk geçer. Bu çağın size bir şeyler kazandırmadan geçip gitmesine asla izin vermeyiniz. Geleceğiniz büyük ölçüde öğrenim hayatında göstereceğiniz gayret ve çabanın derecesine bağlıdır. Her öğrenci, bu gerçeği görmek, bilmek ve geleceğini düşünüp ona göre çalışmak zorundadır.
Gençlik çağı, öğrenme kabiliyetinin en üst düzeyde olduğu bir çağdır. Gençlik çağı, her insanın altın çağıdır. Bu çağda sorumluluklarını bilip çalışanlar istedikleri hedefe  ulaşırlar; ama bugünlerini boşa geçirenler, heves ve arzularının peşinden koşanlar, yani zamanlarıboşa israf edenler, geleceklerini tehlikeye atmış olurlar.  
İlerde varlığınızı altına çevirmek için bu çağı iyi değerlendirmelisiniz. Ömrünün ilkbaharında çalışmayanlar, öğrenimini ihmal edenler, daha sonraki mevsimlerin fazla işe yarayacağını sanmasınlar. Unutmayınız ki, geleceğinizi kazanmak, sizden başka kimsenin asıl görev değildir. Asıl sizin asıl görevinizdir. 
 
Fahri YAKAR 
22.09. 2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder